Ergenlik
Ergenlik dönemindeki bireyin, fizyolojik anlamda, cinsel özelliklerinde, vücut hatlarında ve cinsel ilgilerinde; sosyolojik anlamda, toplumsal rollerinde ve bağımsızlık isteklerinde; bilişsel anlamda zihinsel gelişimlerinde ve benlik kavramlarında önemli değişikliklerin gerçekleştiğini söylemek mümkündür. Ergenlik dönemi “fırtınalı ve stresli” bir dönemdir.
Ergenlik, fizyolojik anlamda kızlarda adetle ve göğüslerin büyümesiyle; erkeklerde ise yüzde kılların çıkması ve sesin kalınlaşmasıyla başlayan genel olarak da 13-22 yaşlar arasını kapsayan bir gelişim dönemidir. Fizyolojik değişikliklerinin yanı sıra, bulûğ çağına erme sebebiyle çocukluğun sona ermesi, toplumsal yaşamda sorumluluk alma dönemi olan yetişkinlik döneminin başlangıcı arasında kalan bir gelişim sürecidir. Ergenlik dönemi bireylere göre farlılık göstermekle beraber genellikle kızlarda 11-14, erkeklerde 13-15 yaşları arasında başlar.
Ergenlerdeki duygusal gelişim ve değişim konusunda dikkati çeken ilk nokta, duyguların yoğunluğundaki artış ve istikrarsızlıktır. Söz konusu duygusal dalgalanmalar; karşı cinse âşık olma, mahcûbiyet ve çekingenlik, aşırı hayâl kurma, tedirginlik ve huzursuzluk, yalnız kalma isteği, çalışmaya karşı isteksizlik ve çabuk heyecanlanma gibi durumlardır. Ergenlerin duygusal problemleri; bulundukları yaş gruplarına, okula devam edip etmemelerine, ailenin geliştirdiği tutumlara, ergenlerin sahip oldukları bireysel zekalarına ve çevreleri tarafından kabul edilme derecelerine göre değişiklik gösterdiği bilinmektedir.
Ergenlik dönemiyle birlikte çocuklar bağlanma figürleri olarak ebeveynlerden akranlara ve romantik partnerlere kaymaktadır. Ebeveynlerin çocuk üzerinde etkisinin azaldığı görülür. Bir bakarsınız, çocuğunuz evde yalnız kalmak veya arkadaşlarıyla vakit geçirmek isteyebilir. Aileyle geçirilen zaman dışındaki her şey onlar için iyidir. Arkadaşlık etmeye başlarlar. Bazı durumlarda arkadaşlarının fikirleri her zaman kabul görür. Ancak ebeveynlere duyulan bağımlılığın azalması ebeveynlerin daha az önemli olduğu anlamına gelmemektedir. Ebeveynlerle olan güvenli duydusal ilişki ergenlikte hatta genç yetişkinlikte psikolojik sağlığın en önemli desteklerinden biridir. Ebeveynlerin ergenin yaşamına aktif olarak dahil olmaları ergeni ebeveyn etkisine daha açık hale getirir ve daha etkili bir sosyalleşme sağlar, Hem destek hem de sınırlamanın eş zamanlı uygulanması kendini düzenleme becerilerinin gelişimini kolaylaştırır ve böylece ergenin sorumlu, kendine yeterli bir birey olmasına yardımcı olur. Son olarak ebeveyn-ergen arasındaki olumlu etkileşim ergenin bilişsel ve sosyal yeterliğini geliştirir ve ergenin aile dışında da etkili şekilde var olmasını sağlar.
Bir yorum yazın!